Astrolog, Yazar, Televizyon ve Radyo Programcısıyım
İzmir’de doğdum. İzmir Eğitim Enstitüsü’nü bitirdim. 20 yaşımdan beri astroloji ile yoğun olarak ilgiliyim. 1990 yılından bu yana çeşitli dergi ve gazetelerde yazıyorum ve televizyon programları yapıyorum.
Sabah, Yeni Asır, Posta gazetelerinde ve bir çok dergide yazdım. Halen Posta gazetesinde yazmaya devam ediyorum.
Yayınlanmış kitaplarım;
Burcunuza Göre 2006
Burcunuza Göre Rüya Yorumları
Burcunuza Göre Aşk Rehberi
Neslihan Sultan PALA ile yaptığımız röportajımı tamamı aşağıdadır;
Öncelikle röportajımızı kabul ettiğiniz için teşekkür ederek başlayalım söze. Biz sıra dışı bir söyleşiye imza atmak istiyoruz. Biz burçların ardındaki gülen gözleri merak ediyoruz. Bizler sizin burç yorumlarınızı keyifle takip ediyoruz o ayrı ancak dikkatimizi çeken başka bir nokta var. Alışıla gelmiş astrologlardan farklı bir duruşunuz var. Yani ulaşılmaz olma gibi bir çabanız olmadığı gibi, mütevazı yaklaşımınızla da ayrı bir güven veriyorsunuz. Soruyu şuraya bağlayalım. Filiz Özkol’u tanıyanlar tanıyor. Biz hatırlatma babında birkaç özel soru sormak istiyoruz. Filiz Özkol kimdir? Hangi okulları bitirdi? Kariyerinde hangi işleri yaptı?
-Öncelikle böylesine bir başlangıç beni oldukça keyiflendirdi. Her şey için teşekkür etmek istiyorum, sorunuzu güzel iltifatlarla süslediğiniz için. Astrologlar arasında yerim şurada veya burada diye bir sınıflandırma içinde olmak istemiyorum.. Çoğu arkadaşım ve ilgiyle sevgiyle takip ettiğim kişiler. En büyük olmak gibi bir hırsım hiç yok. Bilginin büyüğü küçüğü olamaz. Bilgiye hizmet veren herkes değerlidir. Her meslek grubunda olduğu gibi tatlı bir rekabet elbette ki var. Dozu aştığınız zaman hoş olmuyor. Hatta okuyucu ve izleyici bunu belirtmese de içsel seçimlerini yapıyor, zaman içinde kendiliğinden sevgi taşları yerine oturuyor. Sevilen bir astrolog olduğumu her fırsatta bana hatırlatan çok şükür güzel bir kitlem var. Sağ olsunlar var olsunlar. Tüm astrologlar insana ve evrene hizmet verdikleri için, bir bütünlük içinde olmaları gerekiyor. ‘’Ben ‘’ egosu çok saçma bir duygu bana göre.. Hele para kazanma hırsı bilginizin önüne geçtiği zaman, yaptığınız işin bir değeri kalmıyor. Eğitim enstitüsü Türkçe mezunu olarak hiç mesleğimi yapmadığımı söyleyebilirim. Yazarlık, gazetecilik ve yayıncılık en sevdiğim ilk tercihlerim olmasına rağmen 20 yaşlarında başladığım astroloji serüveni hanımları yaşı söylenmez ama, 35 yılı aştı diyebilirim.. Bir İzmirli olarak İstanbul’daki yaşamım 14 yıldır devam ediyor.
“DOKTOR VEYA PSİKOLOG OLMAK İSTERDİM”
Radyoculuk serüveninize dönmek istiyoruz. Sizin insana güven veren bir sesiniz var. Ton ve rengi ile söylediğiniz her söz samimiyet kokuyor diyebiliriz. Bize geçen bu. Radyoculuk deneyiminiz sırasında yaşadığınız, sıra dışı unutamadığınız bir olay oldu mu? Bir telefon bağlantısı, bir sürpriz ziyaret, yayın aksaklığı ve sair?
-Yine güzel bir iltifat çok teşekkür ederim. Yumuşak bir ses tonum var. Aslında doktor, psikolog olmak isterdim…Yaptığım tüm işlerin alt tabanında insan psikoloji var. İnsanı çözmeyi, sorunlarını dinlemeyi seviyorum.. Mutsuz bir insanı mutlu hale getirmenin zevki bambaşka. Gerçi ‘’ hayat bir gül bahçesi’’ değil. İşimiz o zaman güçleşiyor. Hepimizin sorunları var. Radyoculuk yıllarımda unutamadığım bir anım beni hala hem güldürür hem de düşündürür. Yaptığım bir radyo programında Beşik kertmesi bir çiftin astrolojik haritalarının uymadığını gelinin ileride ünlü olacağını söylediğimde tüm aşiretin radyoyu bastığını söyleyebilirim. Önceleri çok üzüldüm desem de; yıllar sonra bu evliliğin bittiğini ve gelinin oldukça ünlü bir sanatçı olduğunu duyduğumda kendimle bir kez daha övündüm.
Peki radyoculuk yaptığınız sıralarda bir de astroloji programı hazırlamak nereden aklınıza geldi? Günün birinde sabah kalkıp da “Bugün burç yorumlayayım.” mı dediniz? Filiz Özkol astrolog olmaya nasıl karar verdi?
-Astroloji lise yıllarımda merakla başladığım bir konu olduğu için ve 1976 yıllarından beri iç içe yaşıyordum. Radyo programlarıma yansıması kendiliğinden oluştu. Hani ‘’Perşembenin gelişi Çarşambadan belli olur’’ misali
Bir de o günlerin koşullarını düşündüğümüzde yani sizin bu işe başladığınız dönemde astroloji ve burç yorumları bu kadar sistematik hatta akademik bir yapıda da değildi. Zor bir kulvara girdiğinizin farkında mıydınız?
“ASTROLOGLARIN SAYISI FAZLA DEĞİL”
-Astroloji yüzyıllardır var olan bir olgu… Ne kadar tartışma konusu bile olsa varlığı yadsınamaz. Zor bir kulvar değil. Hatta diğer mesleklere bakılırsa astrologların sayısı çok da fazla değil.. Gelecek yıllarda astrolog sayısının artacağını düşünmek beni mutlu ediyor. Geçmiş yüzyıllara bakılırsa bir hayli kan kaybetmiş olması ve yeniden hak ettiği yere yükselmesi gerekiyor. 16. Yüzyılda astrologların çoğu bilim adamı ve matematikçiydi…
Astroloji ile ilgilenmek sizi nasıl mutlu ediyor, yaptığınız iş hayatınıza neler katıyor?
-Müthiş keyif veriyor. Hala kendimi tanımaya çalışıyorum. Yaşadığım her olay astroloji ile birleştiği zaman, ufkumu açıyor. Sürekli bir şey öğreniyorsunuz. Yaptığınız işe ‘’nokta’’ koyamıyorsunuz. Bir genişleme mevcut. Öğrendiğiniz her yeni bilgi yeni bir sorgulamayı getiriyor.
Bugün Türkiye’de astroloji okuyucusunun profilini çıkarabilir misiniz? Özellikle kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla, astroloji konusunda herkesin söyleyebilecek birkaç sözü var gibi görülüyor. Bu bilgi kirliliğini mi getiriyor yoksa bilinçlenmeyi mi? Siz nasıl yorumluyorsunuz?
-Astrolojinin hala fal kavramıyla karıştırılması çok üzüldüğüm bir konu. Bazen bir yerlerde karşılaştığım insanların sizin fallarınızı çok tutuyorum demesi bile; safça ve iyi niyetle, dile getirilmesine rağmen beni yaralıyor. Yüzyıllardır insanlığın bilinmezliğe karşı merakının sonucunda; fal konusunun yaygınlaşması çok doğal. Hangimiz Türk kahvesi içtikten sonra fincanı ters çevirmiyoruz ki.. Şaka gibi bile olsa. Fal aradan çıksa astroloji gerçek kimliğiyle ortada olacak, tabii bir çok astroloji adını kullanan falcılardan da temizlenecek ama her şey bir sektör.. Yüzyıllardır var. İleri derece de kendilerini medeni sınıflandırmasında gören ülkelerde fal olayı; Türkiye’den sayısı çok daha fazla.
Burç yorumlarının “hikaye” olduğunu düşünen bir kesimin de olduğu günümüz coğrafyamızda, yine bir medya çalışanı olarak biliyoruz ki; en çok rağbet edilen konu yine burç yorumları… Sizin gibi bu işin otoritelerinden olmuş bir kişinin bu noktadaki yorumu bizler için önemli. Bu çelişkiyi nasıl açıklayabiliriz?
-‘’Hem ağlarım hem giderim.. İstemem yan cebime koy’’ misali.. Astroloji gerçekten var olan bir olgu. Yakın tarihimizde Osmanlı hükümdarların Yıldızname adı altında günümüzün ‘’ Astroloji’’sine benzer bir bilgi kaynağıyla hareket ettiklerini biliyoruz.. “Hikaye” diyenlere de, saygım sonsuz. Sonuçta düşünceye saygıya inanlardanım..
“HEPİMİZ BİRBİRİMİZE BAĞLIYIZ”
Burçların özelliklerinin; kişilik üzerindeki etkilerini bugün herkes kabul ediyor. Burçlar kişinin hayatında ne derece önemli?
-Oldukça önemli. Gökyüzünde ne varsa yeryüzünde izdüşümü, yansıması var. Evren bir matematik ve biz bu bütünlüğün içindeyiz. Kozmik yasadan kopmamız mümkün değil. Bir varoluş kavramıyla hepimiz birbirimize bağlıyız ve bu konuya en güzel açıklamalarla ışık tutan dallardan biri astrolojidir.
Hepimizin başının belası şımarık bir gezegenimiz var, malum Merkür. Onun gel gitleri kamuoyunda en çok bilinen. Peki, başka tehlikeli gezegenler hangileri, hangileri daha sinsi, hangileri hayatı olumlu etkiliyor? Bir Mars mesela, en az Merkür kadar asi değil mi?
Astrologlar için iyi veya kötü diye bir şey yoktur. Her gezegenin kendi yapısına göre görevleri vardır. Önemli olan bu bütünlüğün içindeki çalışma şekilleri ve size yansıttığı etkileridir. En korktuğunuz gezegen sizin büyük başarı kaynağınızın nedeni olabilir. Merkür, iletişim gezegeni olduğu için çoğu zaman bozulan ilişkilerimizde rolü vardır ama bize ağır bir hükümlülük getirmez. Mars, enerjimizi yükseltir ve çalışma azmimizi ortaya çıkarır. Savaşmamız gereken konular Mars sayesinde gerçekleşir. Ama kazalar, savaşlar belalar da onun kapsamındadır. Önemli olan kişinin haritasında bulunduğu noktalar ve birbirleriyle yaptığı açısal kuvvetlerdir. Uranüs, sürprizlerin; Plüton bitişlerin ve yeniden doğuşun , Jüpiter şans ve bereketin , Satürn sabır , bilgi ve öğretinin gezegenidir. Doğum haritamızda yerleşimleri önemlidir. Kare açılar bizi zorlar. Üçgen açılar işimizi kolaylaştırır. Ters açılar tercihlerimizde bizi yorar.
“ASTROLOJİ BİR REHBERDİR”
Yine gezegenlerden devam edelim. Daha kaliteli bir yaşam sürmek için gezegen hareketlerine göre kişi, günlük hayatını ve gelecek planlarını nasıl ayarlayabilir?
-Astroloji haritamızı biliyorsak yaşam bizim için sürpriz olmaz. “ASTRLOJİ BİR REHBERDİR”. Yaşanması gereken yaşanacaktır.. Sadece gezegen hareketlerini ve görevlerini takip edersek haritamızdaki etkilerine bakarak önlemimizi alırız. Fakat büyük transit gezegenlerin etkisini önlememiz mümkün değildir. Ölüm enerjisi, afet, deprem gibi. Karşımızdaki kişilerin karakterleri hakkında düşünce sahibi olmamıza çok büyük etkendir. Kehanetlere dair ip uçları verir. Astroloji bir yaşam kılavuzudur.